Artvin'in Arhavi ilçesinde 8 Aralık'ta meydana gelen heyelan, yaklaşık 100 bin metrekarelik bir alanı etkiledi. AFAD Heyelan Danışma Komisyonu Üyesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Görüm, olayın Türkiye'de nadir görülen bir moloz çığı türü olduğunu belirtti. Heyelan sonucu 4 kişi hayatını kaybetti ve Karadeniz Sahil Yolu bir süre trafiğe kapandı. Olay, gece 03.05'te meydana geldi ve uzmanlara göre tamamen sürpriz değildi. Bölgede daha önce de benzer olaylar yaşanmıştı; 2006 yılında taş ocağında meydana gelen bir heyelanda 1 kişi hayatını kaybetmiş, 1 kişi de ağır yaralanmıştı. Yerel halk, 15 Kasım'da Hemşin'de yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından farklı heyelanlar olduğunu rapor etti. Ancak Prof. Görüm, bu depremin heyelan üzerindeki etkisinin ölçülemediğini belirtti.

Arhavi Heyelanının Boyutu ve Etkileri

Doğu Karadeniz bölgesi, Türkiye'nin en yüksek heyelan frekansına sahip bölgesi olarak biliniyor. Prof. Görüm, heyelanın yaşandığı bölgede incelemelerin devam ettiğini ve AFAD ile ortak çalışmalar yürütüldüğünü vurguladı. İHA ve LiDAR teknolojisi kullanılarak alan detaylı bir şekilde haritalandırılıyor. Yeni kayma modelleriyle olası heyelanların yola ulaşma riskleri analiz ediliyor ve alınacak önlemler belirleniyor. Heyelan, 500 metrelik bir mesafeyi kapsıyor ve kopma noktasından Karadeniz kıyılarına kadar uzanıyor. Bölgedeki kimyasal ayrışmanın yüksek olması, bu tür hareketleri kolaylaştırıyor. Bu hareketler aşırı yağışlar, depremler ve insan faaliyetleri sonucu tetiklenebiliyor. Yetkililer, bölgedeki risklerin devam ettiğini ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor.

Heyelan Tehlikesi ve Önlemler

Prof. Görüm, heyelanların komşu yamaçlardan InSAR teknolojisiyle izlendiğini ve deformasyonun devam ettiğini belirtti. Bu durum, bölgede benzer tehlikelerin olabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, Rize ve Artvin AFAD birimlerinin desteğiyle çalışıyor ve olası tehlikeleri azaltmak için önlemler almayı planlıyor. Türkiye'de heyelan riskine karşı farkındalığın artırılması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Özellikle vatandaşların, otoyolların, hızlı tren ağlarının ve diğer kritik yapıların korunması için daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu durum, erken uyarı sistemlerinin alt yapılarını geliştirerek heyelan tehlikesinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak.

Deformasyonun Devam Etmesi ve Gelecek Adımlar

Uzmanlar, Karadeniz Sahil Yolu projesiyle daha önce heyelan yaşanan bölgenin taş ocağı olarak işletildiğini belirtti. Bu durumun heyelan riskini artırdığı düşünülüyor. Bölgedeki deformasyonun devam etmesi, risklerin hala mevcut olduğunu gösteriyor. Yetkililer, bölgeyi sürekli olarak izleyecek ve olası yeni heyelanlar için erken uyarı sistemleri kuracaklar. Türkiye genelinde heyelan riskine karşı daha fazla çalışma yapılması ve halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Bu çalışmalar, hayat ve mal kaybını önlemek için hayati önem taşıyor. Daha kapsamlı projeler ve erken uyarı sistemleri, gelecekteki heyelan felaketlerinin önlenmesinde kritik rol oynayacak.